15 Ocak 2014 Çarşamba

İŞTE PİYANGO TALİHLİLERİNİN HAZİN TALİHSİZ SONLARI !


 
 


 
 
 

 
 

 
 
İŞTE PİYANGO TALİHLİLERİNİN HAZİN TALİHSİZ SONLARI !
 
 
Milli Piyango kazananlara ne oldu?

   
Yılbaşında büyük ikramiye kazanan bazı talihlilerin başına gelmeyen kalmadı. Kimi bıçaklandı kimi huzurunu kaybetti, birinin mezarı bile açıldı!. İşte o hikayeler...Yılbaşında büyük ikramiye kazanan bazı talihlilerin başına gelmeyen kalmadı Kimi bıçaklandı kimi huzurunu kaybetti, birinin mezarı bile açıldı!.
                                                    
 ESKİ GÜNLERİ ÖZLER


Türkiye'de en çok ikramiye kazandıran biletlerin satıldığı Nimet Abla'da çalışan Bilal Yıldız, 1996 yılında piyangodan kazandığı yüklü miktardaki ikramiyeyi 1 ay içinde harcadı. Kazandığı ikramiyeyle 3 lüks ev satın alınabileceğini söyleyen Yıldız, “Hazıra dağ dayanmıyor” dedi.Büyük ikramiye talihlisi Bilal Yıldız, “Büyük ikramiye kazananlar zengin oldum havasına girmesin. Sade yaşamı tercih etsin. Aksi halde, eski günlerinizi özler duruma gelirsiniz” dedi.


HUZURUM OLACAKTI


Edirne'de 11 yıl önce Milli Piyango'dan büyük ikramiyeyi kazanan Ayhan Yalçınkaya, huzurunun bozulduğunu, kötü günler geçirdiğini ve Milli Piyango bileti aldığı için pişman olduğunu söyledi. Yalçınkaya, “Eskiden daha güzel bir hayatım vardı. Dostlarımı kaybettim. Devlet memurluğuna devam etseydim param olmayacaktı ama huzurum olacaktı. Devlet memurluğuna geri dönmek istiyorum” diye konuştu.


KOCASINI BOŞADI


Yeşim Akyol'a 2003'te 2 trilyon TL çıktı. Kavga etmeye başladığı 8 yıllık eşiyle boşandı. Kocası “Para çıkınca beni boşadı” diyerek eşini suçladı. Salih Bahtiyar da, 1985 ve 1997'de 2 büyük ikramiye kazandı. Bahtiyar, “Mafya beni bulacak” diye bunalıma girip, eve kapandı. Salih Gümüşçay, 1989'da 5 milyar TL kazandı. Bir yıl sonra öldü. Tek başına yaşarken ölümünün ardından yüzlerce akrabası ortaya çıktı.DNA testi için mezarı açıldı. Necmi Yıldırım'ın hikayesi ise çok acı. 2004'te 10 trilyon TL'nin dörtte birini kazanan Yıldırım, ikramiye yüzünden kavga çıkaran oğlu tarafından boğazından bıçakla kesilerek yaralandı.


SOĞUKTAN DONARAK ÖLDÜ


Denizli’nin Sarayköy ilçesine bağlı Tırkaz köyünde 40 yıl önce Milli Piyango biletine büyük ikramiye çıkan  Mehmet Sarıoğlu, yaşadığı baraka tipi evde donarak öldü. Hiç evlenmeyen Sarıoğlu’nun hayatı 40 yıl önce aldığı piyango biletine büyük ikramiye çıkmasıyla değişti. Bir anda zengin olan Sarıoğlu, köyünde bir ev yaptı ancak, zamanla parası kalmayınca ona komşuları bakmaya başladı. Yeşil kart sahibi Sarıoğlu, devletten aldığı yaşlılık maaşıyla geçimini sürdürürken kısa bir süre önce evi yandı. Köylüler aralarında topladıkları paralarla evi tamir ettirdi. Kimsesi olmayan Sarıoğlu’nun Sarayköy Devlet Hastanesi’nde yapılan otopside donarak öldüğü belirlendi.


“Para beni perişan etti”


Ali Atıcı, çay ocağı işletirken 2004’te sayısal lotodan 543 bin YTL kazanır. Parayı aldıktan sonra memleketi Erzincan’a yerleşen Atıcı, boşandığı eşi ve çocuklarını İsviçre’ye gönderir ve ikinci evliliğini yapar, ancak ondan da ayrılmaya karar verir. Atıcı, Doğu Beyazıd’a gidip, 14 yaşındaki A.K.’yi başlık parasını verip evine götürür. Gelişen olaylar zincirinde A.K. babası Arif K.’ya teslim edilir. Ali Atıcı’nın pişmanlık dolu sözleri ise şöyle: “Hayal edemeyeceğim kadar zengin oldum, ama hayatım da alt üst oldu. Huzurum kaçtı. Geceleri gözüme uyku girmez oldu. Lotodan çıkan para beni perişan etti.”


PARA İÇİN KAZANDILAR, PİŞMAN OLDULAR


Hepimizi hayallerini süsler, Milli Piyango´nun yılbaşı çekilişinde büyük ikramiyeyi tutturup, yeni yıla zengin olarak girmek... Her çekiliş öncesi, büyük ikramiyeyle kaç lüks araba, boğazda kaç ev alınabileceğine dair haberler yapılır... Çekilişten sonra da gazeteler, televizyonlar bir telaş yeni yılın talihlilerini aramaya koyulur.Amortiyle yetinmek zorunda kalanlarsa gıpta eder, ´Ah ben olacaktım ki onun yerinde´ diyerek. Ancak sanılanın aksine ikramiyeyi tutturanların hayatları her zaman çok da güllük gülistanlık olmuyor. Kimisi büyük hayal kırıklıkları yaşadı, kimisi eski kıt kanaat geçindiği günleri bile özler hale geldi. Para yüzünden ailesi dağılan da oldu,oğlu tarafından bıçaklanan da..Hatta´Keşke çıkmasaydı bu para´ diyenler bile çıktı  (Sabah:03.01.07)


 İLK İŞ OLARAK EŞİNİ BOŞADI 


 Denizli’nin Çivril ilçesinde marangoz olarak geçimini sağlayan Osman Kaplan, çeklerini ödeyemediği için hapse girmiş ve 1999 yılında hapisten çıktıktan 2 gün sonra sayısal lotodan 340 milyar lira kazanmış. İki çocuk babası Kaplan’ın ilk işi eşinden boşanmak olmuş. Ardından İzmir’de Pınar Şirin adlı şarkıcıyla 20 milyar lira harcayıp Hilton’da nişan yapmış ve 6 ay sonra ayrılmış. Hızlı yaşayan Kaplan’ın parası kısa sürede tükenmiş. Paraların nasıl bittiğini anlayamayan Kaplan, “İkramiyeyi kazanınca akrabalarım çoğaldı. Daha önce borç para isterim diye herkes kaçarken, ikramiyeden sonra neredeyse bütün Çivril akrabam oldu. Nereden akraba olduğumuzu anlayamadım ama onlar Orta Asya’ya kadar uzanıp bir yerlerden tutturdu. O kadar yol kat edip geldiler diye her birine para veriyordum. Hızlı bir hayat yaşadım, para bitti.” diyerek yaşadıklarını anlatıyor.


O DA 45 YILLIK EŞİNİ BOŞADI


Bir başka Sayısal Loto “talihlisi” Ekrem Çetin ise, 7 çocuğunun annesi 45 yıllık eşinden ayrıldı. Eşi Bakiye Çetin’in ve çocuklarının kendisini tehdit ettiklerini ileri süren Samsunlu Ekrem Çetin, açtığı boşanma davasında eşine milyarlarca lira ödedi.


KALP KRİZİ GEÇİRDİ 


2004’te Tokat’ın Turhal ilçesinde yaşayan Halil Ateş ve oğlu Volkan Ateş’in sakin yaşantıları, Milli Piyango’nun 10 trilyonluk ödülünün isabet etmesiyle bir anda hareketlendi. Volkan’ın çeyrek bileti, aile için 2.5 trilyonluk bir servet anlamına geliyordu. Turhal bu haberle ayağa kalkmıştı ki, Volkan Ateş’in bileti kaybettiği haberi bütün ilçeyi kapladı. Bileti kaybeden Volkan; olayın şokuyla kalp krizi geçirdi. Biletin çalınmış olabileceği düşüncesiyle savcılığa yaptığı başvurudan da sonuç alamayan Ateş, uzun süre kabuğuna çekildi. Vakit’e, olaydan bir yıl sonra yani 2005’te yaşadıklarını anlatan baba Halil Ateş’in ilk cümlesi çok ilginçti: “Bu bizim ailemiz için çok kazançlı çıktığımız bir kayıp oldu.”   ( 26 Aralık 2007  Tarihli Gazeteler)



 “Talih bize huzur değil, felaket getirdi”


Milli Piyango’nun 1990 yılbaşı çekilişinde 1 milyar 250 milyon lira kazanan Adanalı Cem Postacı, paranın kendisine aradığı huzuru vermediğini söyledi. 1996’da oğlunu trafik kazasında kaybeden Postacı, “Talih kuşu bize huzur değil, felaket getirdi” diyor. Oğlunu kaybettikten sonra bir daha bilet almamaya karar veren talihli, kendisine çıkan paranın hayırlı olmadığını dile getiriyor. Kazandığı ikramiyeyle emlak işine giren Postacı, bir süre sonra iflas etmiş. İşlerinin bir dönem çok iyi gittiğini, hiç tanımadığı kişilerin akraba olarak karşısına çıktığını anlatan Postacı, şimdi kimsenin kendisine yardıma yanaşmadığını vurguluyor. Postacı, “Para mutluluk getirmiyor, yuvam dağıldı, toparlamak için varımı yoğumu harcadım. Eşim beni terk etti. Şimdi bir otomobilim, evim ve emekli maaşım var. Keşke o bileti almasaydım da o para çıkmasaydı.” diyor.


“Eşime kalmasın diye hepsini harcadım”


53 yaşındaki Mustafa Savgan’ın macerası ise çiçekçi bir kadının kendisine 2 lira harçlık vermesiyle başlıyor. Bu parayla piyango bileti alan Savgan, 1978 yılında 10 bin lira ikramiye kazandı. Savgan, eşinden ayrılmak istedi ama ayrılamadı. “Paralar eşime kalmasın diye harcamaya başladım.150 memurun maaşını 2 ayda yiyordum. Lokantalarda ödediğim hesabın 5-6 katını bahşiş olarak bırakıyordum. Sonunda paraları tükettim. Evlenirken karıma aldığım 1 kilo altını da sattım, harcadım. Eşimi de annesinin yanına gönderdim, evdeki bütün eşyaları satıp tekrar İstanbul’a döndüm. Yıl 1985′ti. Cağaloğlu’nda bir handa hem gece bekçiliği, hem de ayakkabı boyacılığı yapmaya başladım. Eşimin açtığı dava sonucu boşandım. Sevgi olmadan para bir işe yaramıyor. Hayatımda biri yok, sevgisizim ama huzurluyum” diyerek ibretlik hikâyesini paylaşıyor.


Kızı evi terk etmiş


1984 yılında aldığı bilete 7 milyon lira isabet eden Orhan Ulusoy’un huzur içindeki hayatı ancak 3 sene sürebilmiş. İşleri ters gittiği için kızı evi terk etmiş. Oto yedek parça dükkânı bulunan ve minibüsçülükle uğraşan Ulusoy, paranın eline geçmesiyle kendisinden para isteyenlerin sayısının da arttığını belirtti. Çıkan parayı soğan ve fasulye işine harcayan Ulusoy, üst üste 3 yıl istediği kazancı elde edemeyince iflas etti. 4′ü erkek 8 çocuğu olan Ulusoy, “Hiç rahat bir yaşantım olmadı; bir arkadaşım ‘bu para sana felaket getirir’ demişti, dediği çıktı. Bir kızım evi terk etmişti. Uzun aramalardan sonra buldum. Bana para çıktığını duyanlar hep bir beklenti içinde oldular. En yakınımdan en uzağıma kadar hep bir şeyler bekliyorlardı. Başlangıcında psikolojim alt üst olmuştu.” diyor.


“70 milyonun âhı var”


Evli ve 3 çocuk babası olan Nusrettin Çınar’a da Turhal’da Milli Piyango’dan 6 milyar lira çıktı. Önce yurt dışına giden Çınar, otobüs alarak Turhal’a şehirlerarası otobüs şirketi kurdu. İşleri iyi gitmeyen Çınar, 1995 yılında iflas etti. Çınar yaşadığı olayları şöyle anlatıyor: “Sefa kısa sürdü. 70 milyon kişinin verdiği biletlerden bir iki kişi yararlanırsa böyle olur. Hepsinin âhı var üstünde, hayrı olmaz. Sonradan araştırdım, kimseye hayır getirmemiş.”Şimdi işsiz olan ve emekliliğinin planlarını yapan Çınar, artık Milli Piyango bileti satın almıyor.  (23 Aralık 2008 Tarihli Gazeteler )
 

                   
                                                           
Milli piyango talihlisi intihar etti


Milli Piyango'nun 2005 Yılındaki Çekilişinde, Biletine 5 Milyon Tl'lik İkramiye İsabet Eden 9 Çocuk Babası Ahmet Bayram Dün Akşam İntihar Etti.Milli Piyango'nun 2005 yılındaki çekilişinde, biletine 5 milyon TL'lik ikramiye isabet eden 9 çocuk babası Ahmet Bayram dün akşam intihar etti. Bayram'ın intihar sebebinin kumar ve evlilik dışı ilişkisi olduğu iddia edildi. Erzurumlu Ahmet Bayram'ın (43) hayatı 2005 yılbaşında çeyrek biletine büyük ikramiyenin isabet etmesiyle bir anda değişti. Uzun süredir işsiz olan 9 çocuk babası Bayram, hemen ailesiyle birlikte Ankara'ya giderek 5 milyon liralık ikramiyenin 4'te biri olan 1 milyon 250 bin TL'sini aldı. Parasıyla ilk iş olarak kendisine peruk alan Bayram, İstanbul'a taşındıktan sonra kendisini gece hayatına verdi.


 BANYODA KENDİNİ ASTI



 Günler ilerledikçe ailesinden uzaklaşan Ahmet Bayram, iddiaya göre bir gece kulübünde tanıştığı kadınla birlikte yaşamaya başladı. 5 aylık hamile olduğu öne sürülen bu kadından da bir çocuk bekleyen Bayram, dün akşam saatlerinde ailesinin Pendik'te yaşadığı eve gitti. Çok borcu olduğunu söyleyerek eşinden üzerine yaptırdığı gayrimenkullari satmasını isteyen Bayram olumsuz yanıt aldı. Saat 23.00 sıralarında banyoya giren Bayram'dan uzun süre ses çıkmayınca büyük kızı kapıyı zorlayarak içeriye girdi. Babasının kalorifer borusuna asılı cesediyle karşılaşan genç kız çığlık çığlığa yardım istedi. Polisin eve gelmesinden sonra yapılan incelemenin ardından Bayram'ın cesedi Pendik Devlet Hastanesi morguna götürüldü.


 KUMAR VE GECE HAYATI


Ahmet Bayram'ın gece hayatı ve kumar düşkünlüğü olduğu ve bu yüzden de kısa sürede kendi üzerine kayıtlı olan gayrımenkullari tek tek sattığı öğrenildi. Parası bitince eşinin üzerine kayıtlı olan gayrımenkulleri satmak istediği bu yüzden de evde sık sık huzursuzluk olduğu iddia edildi. Bayram'ın bir komşusu yaptığı açıklamada, "Ahmet Bey mütevazi bir insandı. 9 çocuğu vardı. Milli Piyango'dan kazandığı paraları gayrimenkule yatırdı. Başka bir dostu vardı. Onunla sorunları olduğunu biliyoruz. İnsan iki taraflı olunca tabii ki huzursuz oluyor" şeklinde konuştu.


 "TEHDİTLER ALIYORUM" DEMİŞTİ


Piyango talihlisi olduğunu açıkladıktan sonra tehditler aldığını öne süren Ahmet Bayram, 2005 Aralık ayında savcılığa başvurmuştu. Bayram başvurusu sonrası yaptığı açıklamada, "Ben bu memlekette kimseye haraç vermem. Ben garibanlığı çektim, eğer garibansa yardım ederim. Ama tehdit, haraç zoruyla ben babama bile para vermem. Evimi telefonla rahatsız ediyorlar. Cep telefonumla da beni tehdit ediyorlar. 'Çocuğunu kaçırırız diyorlar' Ben bir çocuğumu o paraya değişmem ama kimseye de haraç vermem. Beni tehdit edenleri tanımak için gerekirse o parayı devlete veririm" demişti.Bayram'ın intiharıyla ilgili inceleme sürüyor  (11.04.2009)

                                                            
                                                              
Piyango talihlisi bin pişman



Edirne'de, 1995'te Milli Piyango İdaresi'nin büyük ikramiyesini kazanan Ahmet Yalçınkaya, paraları tüketince tekrar devlet memuru olabilmek için mahkemeye başvurdu.Edirne Belediyesi'nde sözleşmeli işçi olarak çalışan Ahmet Yalçınkaya, Milli Piyango'nun 9 Eylül 1995'teki çekilişinde aldığı yarım bilete 10 milyar lira isabet ettiğini söyledi. Kazandığı 10 milyar liranın kendisine hayır getirmediğini, her geçen gün huzurunun bozulduğunu anlatan Yalçınkaya, şöyle konuştu: ''İşler umduğum gibi gitmedi. Eskiden daha güzel bir hayatım vardı. Edirne Sigorta Hastanesinde memur olarak görev yapıyordum. Devlet memurluğuna devam etseydim param olmayacaktı ama huzurum olacaktı. O zaman çok mutluydum. Şimdi tüm dostlarımı kaybettim.''


"ŞANS OYUNLARI MUTLULUK GETİRMİYOR"



Devlet memurluğuna geri dönmek istediğini, bunun için mahkemeye başvurduğunu bildiren Yalçınkaya, ''Keşke istifa etmeseydim. Buradan herkese sesleniyorum, para her şey değildir. İnsanın etrafından ne dost ne de tutunacak dal kalıyor. Şimdi hiç şans oyunu oynamıyorum. Bilet aldığıma bin pişman oldum. Şans oyunlarından para çıkan insanlara acıyorum'' dedi.Bu akşamki süper loto çekilişine vatandaşların büyük ilgi gösterdiğini belirten Yalçınkaya, şans oyunlarının sanıldığı gibi mutluluk getirmediğini öne sürdü. (05 Mart 2009)

                                               

                                                                       
Milli Piyango talihlisinden 'son pişmanlık'



1998’in Milli Piyango talihlisi Semra Kozan, haram paradan hayır gelmediğini yaşayarak gördü. Kozan’ın 18 yıllık yuvası dağıldı.. Aldığı yazlık yıkıldı. Oğlu...
1998’in Milli Piyango talihlisi Semra Kozan, haram paradan hayır gelmediğini yaşayarak gördü. Kozan’ın 18 yıllık yuvası dağıldı.. Aldığı yazlık yıkıldı.. Lüks arabasıyla kaza yapan oğlu ölümden döndü. Sene sonunun yaklaşması ile her yıl olduğu gibi bu yıl da vatandaşın gündemine oturtulan Milli Piyango bileti ile kazanılan paradan hayır gelmediği birçok örneği ile ortada. Milli Piyango biletinin yanı sıra at yarışı, Sayısal Loto gibi şans oyunlarından para kazanan “talihli”(!)lerin de, hiçbir emek harcamaksızın havadan kazandığı paraların hayrını göremediği gözleniyor.




İŞTE ONLARDAN BİRİ


1998 yılında aldığı Milli Piyango biletine büyük ikramiye çıkan (100 milyar TL) Semra Kozan’la, aradan geçen 9 yıl içinde hayatında ne gibi değişiklikler olduğunu konuştuk. Kısa yoldan kazanılan büyük paralar ile dünyası alt üst olan sayısız örnekten sadece biri o. Semra Kozan, Vakit’e yaptığı açıklamada, “Beni piyango talihlisi olarak nitelendiriyorlar. Oysa piyango talihlisi değil; piyango mağduruyum. Çok para huzur getirmiyormuş. İkramiyeden önce daha huzurluydum. Bir yuvam vardı. Şimdi yok” diye konuştu.


“YUVAM DAĞILDI”


Büyük ikramiyenin çıkmasıyla sevdiklerinin birer birer kendisinden uzaklaştığını dile getiren Kozan, şöyle konuştu: “Sahte dostluklar edinmeye başladım. Eski arkadaşlarımda bulduğum samimiyeti yeni çevremde bulamadım. Psikolojik sıkıntılar yaşadım. Kalabalıklar içinde yalnızlığa itildim. 18 yıl aynı yastığa baş koyduğum eşim ile yollarımızı ayırmak zorunda kaldık. Eşimle 18 yıl birçok sıkıntıya göğüs gerdik. Yokluk içinde birbirimize destek olduk. Ama para eşimi çok değiştirdi. Onu tanıyamadım.”


 “OĞLUM KAZA GEÇİRDİ, ÖLÜMDEN DÖNDÜ”


Paranın büyük bir bölümünü çocuklarının eğitimine ayırdığını söyleyen Kozan, “2000 yılında oğlum trafik kazası geçirdi. Eğitimine bir süre ara vermek zorunda kaldı. Oğlumun kaza geçirdiği gün altında benim doğum gününde hediye ettiğim otomobil vardı. Oğlumun kaza haberini aldığımda piyangodan çıkan paraya kahretmiştim. O haberle birlikte haram paranın hayır getirmeyeceğini anladım. İnsanoğlu yine de zor durumda kalınca düşünüyor böyle şeyleri. Helal paraya haram katmamak gerekiyormuş” dedi.


 YAZLIĞI YIKILDI


Depremde yıkılan evin ve oğlunun geçirdiği trafik kazasının kendisine gönderilen bir uyarı olduğunu dile getiren Kozan, “1998 yılında kazandığım büyük ikramiyeden sonra Çınarcık’ta bir yazlık almıştım. 1999 yılında gerçekleşen büyük deprem sonrası yıkılanlar arasında benim yazlığım da vardı. Deprem bana bir mesajdı belki de. Ama büyük para insanı gerçekten etkisi altına alıyor. Depremden sonra da hayatıma lüks içinde sahte dostlarla birlikte devam ettim. Ben söz konusu mesajı oğlumun kaza geçirmesinden sonra aldım. Benim için büyük bir dersti. Oğlumun geçirdiği kaza, ikramiyeden sonra çevremde oluşan o yapay dostlardan uzaklaşmamı sağladı.. Artık yuvamı kontrol altına almam gerektiğini hissettim. Ve öyle de yaptım. Artık paramı boş zevkler uğruna harcamıyorum. Çocuklarımın eğitimi için harcıyorum. Onlar başarılı oldukça ben mutlu oluyorum” diye konuştu.

         
Piyango milyarderi hızlı yaşadı, parayı tüketti şimdi asgari ücretli işçi.


İşportacı Hasan Özcan, 1993'te piyangodan büyük ikramiye kazandı. Parayı faize yatırıp evlendi. Uzun tatillere çıktı, eşe dosta cömertçe yardım etti. Para hızla tükendi, son 11 milyarıyla da İmarzede oldu. Özcan şimdi 300 milyon maaşla tornacılık yapıyor.


Talih kuşu zengini hızlı yaşadı, battı


Sokaklarda fıstık satarken, çeyrek biletine Milli Piyango'nun 6 milyar liralık büyük ikramiyesi çıkan Hasan Özcan, yıllarca kral gibi yaşadı Akrabalarına, eşine dostuna para saçan Özcan, şimdilerde asgari ücretle tornacılık yapıyor. Talihsiz talihlinin son parası da İmar Bankası'nda battı.  Hasan Özcan, 29 Kasım 1993'deki Milli Piyango çekilişinde 6 milyarlık büyük ikramiyeyi kazandı. Çeyrek biletine büyük ikramiyenin çıkması üzerine bugünkü değeri yaklaşık 300 milyar lirayı bulan parayı faize yatıran Özcan, hemen evlendi ve yıllarca milyarderliğin tadını çıkarıp hiçbir yatırım yapmadan gezip eğlendi. İmar Bankası'na faizle yatırdığı parası, devalüasyon ile iki kez ekonomik kriz görünce 11 milyar liraya kadar düştü. Bankaya el konunca son parasından da olan Özcan, iki çocuğuna bakabilmek için Yenibosna'da bir sanayi sitesinde asgari ücretle tornacılık yapmaya başladı. Özcan, eline geçen fırsatı değerlendiremeyip bu duruma düştüğü için pişman ama "Son pişmanlık fayda etmiyor. Artık bundan sonrasına bakmak lazım" diyor. Hasan Özcan, Beyoğlu'nda köhne bir evde ağabeyiyle yaşıyordu o yıllarda. İşten atıldığı için Zeyrek Geçidi'nde bardakla tuzlu fıstık satarak cep harçlığını çıkarıyordu. Bir gece rüyasında Mevlana'nın türbesini ziyaret ettiğini ve ardından Sirkeci'den piyango bileti aldığını gördü. Bilet numarası 22'yle bitiyordu. Ertesi gün Sirkeci'ye gitti ve rüyasında gördüğü büfeyi bulup bir çeyrek bilet aldı. Oradan Beyoğlu'na çıktı, arkadaşlarının yanına uğradı. Ancak aldığı biletin 23'le bittiğini fark etti ve geri dönüp bileti değiştirdi. 29 Kasım'da çekiliş yapıldı, 6 milyarlık büyük ikramiye Özcan'a çıktı. Hayalleri gerçek olmuştu Hasan Özcan'ın.


 6 AY SONRA DÜNYA EVİNE GİRDİ


Çeyrek biletine çıkan 6 milyarın dörtte birini alan Özcan için ibret alacağı tecrübeler bu tarihten sonra başlayacaktı. O zamanlar bekar olan Özcan, artık geleceğini garanti altına aldığı için bir an önce evlenip yuva kurmak istiyordu. Çıkan parayla Yenibosna'da sıfır bir daire aldı ve içini dayayıp döşedi. Kalan parasını İmar Bankası'na faize yatırdı. 6 ay sonra tanıdıklar vasıtasıyla tanıştığı Tülay Hanım'la evlendi. Balayına Kuşadası'na gitti çiçeği burnunda çift. Bir yıl sonra da kızları Yağmur dünyaya geldi. Artık her sene iki kez uzun uzun tatile çıkıyor, arkadaşlarla, akrabalarla gönüllerince geziyorlardı. Özcan, faizden iyi bir geliri olduğu için ne yatırım yaptı, ne de çalıştı. Eşi ve kızıyla birlikte Ege, Akdeniz, her yeri gezdi. Bu arada ağabeyi, kızkardeşi ve anne babasından başka kimsesi olmayan Özcan'ın onlarca akrabası, arkadaşı olduğu ortaya çıktı. Tülay Hanım, "Telefonlar susmuyordu. Evden de gelen giden eksik olmuyordu. Herkes Hasan'dan yardım istiyordu. Hastası olan, borcu olan, cebinde harçlığı olmayan Hasan'ı arıyordu. Eşim çok iyi niyetli bir adamdır, hiçbirini kırmadı, herkese elinden geldiğince yardım etti. Keşke beni dinleyip yatırım yapsaydı, şu anda bu durumda olmazdık" diyor.


HAZIRA DAĞ MI DAYANIR?


Yıllar çabuk geçiyor, faizdeki para da gitgide değerini yitiriyordu. Yardım isteyenlerinse ardı arkası kesilmiyordu. Bu arada devalüasyon olmuş, Türk Lirası'nın değeri iyice düşmüştü. Ardından iki kez de ekonomik kriz yaşanınca Özcan'ın faizdeki ana parası 'çerez parası'na dönüştü. Kala kala 11 milyar lirası kaldı, o da İmar Bankası'na el konunca elden gitti. Bir zamanların 'Milyarder Hasan'ı, artık 'İmarzede Hasan' olmuştu ve evini dahi zar zor geçindirecek durumdaydı. Yağmur okula başlamış, Tülay hanım 4 yıl önce bir de erkek çocuk dünyaya getirmişti. Özcan ailesi, geçim sıkıntısıyla kıvranıyordu. Sonunda Yenibosna'da otomobil parçaları üreten bir atölyede asgari ücretle işe girdi Hasan Özcan ve 300 milyon maaşla tornacılık yapmaya başladı. Bilet almaktan hala vazgeçmeyen Özcan, "İkinci bir şansım daha olursa bu hataları yapmayacağım ama evlendikten sonra şansım döndü herhalde, amorti bile çıkmıyor" diyor.


 Keşke Bir İş Kursaydım 


HASAN Özcan, "Şimdiki aklım olsa hemen kendime bir iş kurardım. O zamanlar evin kapısını aşındıran 'sözde' akrabalar şimdi nerede? Para sıfırlanınca dost da kalmadı. Bilseydim hiçbirini kapımdan geçirmezdim. Yılbaşı talihlisi arkadaşa benden tavsiye, özellikle bu gibi taleplere kulak asmasın ve paralarını akıllıca kullansın" diye konuşuyor. Özcan'ın eşi Tülay Hanım da "Çok uğraştım bu hataları yapmasın diye ama beni dinlemedi. Bu kadar cömert ve iyi niyetli olmasaydı belki de şu anda zenginlik içinde yüzüyor olacaktık. Yine de canımız sağolsun. İyi kötü geçinip gidiyoruz işte diyor. (12.01.2004)

 

                                                                    
Haram para felaket getiriyor



Milli Piyango’dan para kazananlar çok kısa süre sonra sadece o parayı değil, çoğu zaman ailelerini, mutluluklarını, sağlıklarını ve hatta hayatlarını da kaybediyorlar. “Milli Piyango mağdurlarının” hayat hikayeleri ibret verirken, İlahiyatçılardan “Piyango kumardır. İslâm kumarı kesinlikle yasaklar. Kazanılan paradan hayır gelmez. Kendinizi tehlikeye atmayın” uyarısı geldi.



Milli Piyango tarafından düzenlenen kuradan milyarlarca para kazananlar çok kısa süre sonra piyangodan kazandıkları parayı kaybetmekle kalmıyor, çoğu zaman ailelerini, mutluluklarını, sağlıklarını ve hatta hayatlarını da kaybediyorlar.


“Milli Piyango mağdurlarının” hayat hikayeleri ibret verirken İlahiyatçılar da; “Piyango kumardır. İslâm kumarı kesinlikle yasaklar. Kazanılan paradan hayır gelmez. Kendinizi tehlikeye atmayın” mesajı verdiler.Diyanet de piyango ile alakalı; “Temel kazanç prensiplerine aykırı olması, çalışıp üretme yeteneğini köreltmesi ve çalışmadan kazanma arzusunu kamçılaması gibi daha pek çok olumsuz sonuç doğurması sebebiyle dinimizce kesin olarak yasaklanmıştır” diyor.


Diyanet: Piyango kesinlikle haram


Şans ve kumar oyunları kategorisine giren Milli Piyango, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından haram olarak görülüyor. Diyanet işleri Başkanlığı tarafından 21 Aralık 2003 tarihinde yayınlanan fetvada, Milli Piyango’nun da Spor Toto, Spor Loto ve Sayısal Loto gibi “şans oyunu” olduğu belirtiliyor. Diyanet işleri Başkanlığı, o tarihte Milli Piyango’dan kazanılacak en büyük ikramiye olan 10 trilyonun “haram sayılacağını” açıklamıştı. Diyanet tarafından camilerde okutulan hutbelerde de “Kumar ve şans oyunları haramdır” deniliyor. Diyanet, şans oyunlarının haram olmasının gerekçelerini şöyle sıralıyor: “Temel kazanç prensiplerine aykırı olması, çalışıp üretme yeteneğini köreltmesi ve çalışmadan kazanma arzusunu kamçılaması gibi daha pek çok olumsuz sonuç doğurması sebebiyle dinimizce kesin olarak yasaklanmıştır.”


Karaman: Piyango da bir kumardır


İslâm Hukuku Profesörü Hayrettin Karaman da piyangonun haram olduğu görüşünde: "Piyango İdaresi bilet alanların paralarını topluyor, çekiliş yaparak (bir nevi kur'a çekerek) onların bir kısmına para veriyor, kendisi de büyük bir pay alıyor. Bilet alanlar verdikleri para karşılığında bir mal veya hizmet almıyorlar, parayı idareye veya bileti kazananlara da bağışlamıyorlar; bilet alanın amacı az verip çok kazanmaktır. Kazanma yolu da kumardır; yani birçok kişinin parasını bir araya getirip, her biri büyük pay kendinin olsun diye beklerken içlerinden birkaçına (kurayı, çekilişi kazananlara) vermekten ibarettir. Üç beş kişinin ortaya birer milyon lira koyup zar atarak, kâğıt çekerek, atlar koşturarak... hangisininki kazanırsa parayı alması ile piyango vb. arasında bir fark yoktur..."
Baytan: Alınteri ile kazanılan paranın yerini hiçbir şey tutmaz



Emekli Vaiz Enver Baytan da Milli Piyango'nun haram olduğuna işaret ederken piyangonun iğrenç bir şey olduğunu söyledi. Baytan; "Piyango, şüphesiz haramdır. Kumardan farksızdır. Çünkü emek sarfetmeden para gelmesi söz konusudur. Kitabımıza göre alınteri ile kazanılan paranın yerini hiçbir şey tutmaz. İnsanlarımıza tavsiyem, piyango bileti alarak kumara hiç yönelmesinler. Elbette piyangodan kazanılacak paradan hayır gelmez. Felaket getirir. Ama felaket getirmese de uzak durmak gerekir" dedi.


KUR’AN NE DIYOR?


 Kumar ve benzeri kötü alışkanlıklar hakkında Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Ey iman edenler! (Aklı örten) içki (ve benzeri şeyler), kumar, dikili taşlar, fal okları ancak, şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki, kurtuluşa eresiniz. Şeytan, içki ve kumarla, ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi, Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçiyor musunuz?”  (2 Maide, 5/90-91)    O kadar paranın nasıl bittiğini anlayamadı     (29.12.2008  )
 

                       
                                
Büyük ikramiye aslında vermiyor alıyor


Milli Piyango İdaresi'nin yılbaşı çekilişi için belirlediği 35 milyon lira kısa yoldan zengin olmak isteyenlerin hayallerini süslerken, daha önce bu şansı yakalayan ve eski parayla milyarları alanlar ise paranın kendilerine mutluluk getirmediğini belirtiyor. 


Milli Piyango'dan 1982 ve 1984 yıllarında 2 kere büyük ikramiye kazanan ''piyango tiryakisi'' Mustafa Savgan da, paranın mutluluk getirmediği ''talihli''lerden.
Piyangodan kazandığı paranın çoğunu, ''belki daha çok kazanırım'' diye yine biletlere yatıran Savgan, şuanda iki büyük ikramiye kazanmış bir ayakkabı boyacısı olarak hayatını sürdürüyor.
Yaklaşık 35 yıldır İstanbul Cağaloğlu'nda ayakkabı boyacılığı yapan Savgan, her iki ikramiyeyi de harcamaktan pişmanlık duymadığını belirterek, ''Şu anda daha çok huzurluyum. Neden huzurluyum, en azından param yok'' yorumunu yapıyor.


AA muhabirine piyangoya merakının nasıl başladığını anlatan Savgan, gençliğinde Adana'da çobanlık yaparken, bir gün Adana'nın ''01'' numaralı plakasını kendisine hatırlattığı için üzerinde yedi tane ''0''olan bir piyango bileti aldığını söyledi.


Annesiz babasız büyüdüğünü belirten Savgan, ''Tutunacak dal olmadığı için mecbur kaldık, şans oyunlarında şansımızı denemeye başladık. Çalışmakla bir yere varılmıyor. Düşündüm taşındım, şans oyunlarına bir başlayalım dedim, Milli Piyango'yla başladık'' diye konuştu.


Savgan, aldığı bilete 10 bin lira çıktığını, o dönemde öğretmen maaşının 150 lira olduğunu, bu parayla 2 tane ev alınabildiğini kaydetti.


İkramiyeyi alınca, ''Şans oyunları daha çok şehirlerde oynanıyor'' düşüncesiyle İzmir'e geldiğini, bir boya sandığı alarak boyacılığa başladığını belirten Savgan, ''Bu kadar parayı nasıl harcadığı'' sorusuna da ''Özel hayat da anlatılmaz, insanın özel hayatı olabilir, ama anlatılmaz, ayıp olur'' cevabını verdi.


Savgan, ''Ayakkabı boyacılığına başladım. Gene bilet alıyordum tabi. Cahildik biraz da. Çok bilet almaya başladım. Sonra paraları bitirdik. Hiç yatırım yapmadım. Cahillik vardı. Bilemedik ne iş yapacağımızı. İnsan bilemediği bir işe nasıl girişecek ki?'' diye konuştu.


-SON PARASIYLA ALDIĞI BİLETE DE BÜYÜK İKRAMİYE ÇIKTI-


Sonraki yıllarda İstanbul'a geldiğini, bir otele yerleştiğini ifade eden Savgan, şunları kaydetti:
''1970'lerin sonunda geldim. Bankada bin liram kalmıştı. 'İstanbul'un taşı toprağı altın' diyorlar ya o sebepten biz de kendimizi İstanbul'a attık. Yine boyacılık yapıyorum. O sene çok kış yaptı, hava soğudu, iş yok. Parayı sıfırladık. Bilet de çok oynuyoruz para çıkacak diye çıkmıyor. Parayı bitirdik, bir de otele borçlandık. Sirkeci'den çıktım, Mahmutpaşa Camisi'nin oradan Nuruosmaniye Caddesi'ne girdim. Buraya sandığı koydum, geldi belediye sandığımı aldı, gitti. Gözlerim doldu, açım. Roman bir çiçekçi kadın vardı. Neden ağlıyor, diye merak etmiş. Kadın gitti boya sandığımı belediyeden aldı, parasını ödedi. Bir de bana bin lira verdi. Otele borcumu ödedim. Lokantaya da borcum vardı onu da ödedim. Geri kalan 100 lirayla bir tam bilet aldım. İkindi üzeri almıştım bileti zaten akşamı da çekiliyordu. Bileti aldım, baktım 10 bin lira çıkmış. Sabaha kadar hem ağladım hem sevindim. Sevinçten uyuyamadım. Getirdim sabah kadına 5 bin lira verdim.''


-''UFAK İKRAMİYELERİ SAYMAYACAKSIN''-


Mustafa Savgan, 1982'de Milli Piyango çekilişinde 15 milyon liralık, 1984'teki 23 Nisan çekilişinde de 25 milyonluk ikramiyeleri kazandığını vurguladı. Piyangodan başka ikramiye kazanıp kazanmadığı sorusuna da Savgan, ''Çok kazandım, ama ufakları saymayacaksın'' yanıtını verdi.
25 milyonluk ikramiye kazanınca aynı sokakta boyacılık yapan 5-6 arkadaşına 200'er lira para verdiğini anlatan Savgan, gazetecilerin ''Boyacıya para vurdu'' şeklinde yaptıkları haberler üzerine, pek çok kişinin peşine düştüğünü, bu nedenle izini kaybettirmek için Adana'ya geri döndüğünü bildirdi.


-''PARA HUZUR GETİRMEDİ BİZE''


Savgan, yolda bile tedirgin olduğunu belirterek, ''Zenginlik de başa bela. Arkandan 2 kişi hızlı hızlı gelse 'Acaba beni mi takip ediyor?' diyorsun'' diye konuştu.


Adana'da bir köylü kızla evlenip bir kaç tarla almayı istediğini, ancak evlendiğinde mutlu olamadığını dile geçiren Savgan, şöyle devam etti:


''Bunalıma girdim. Önce insana kafa dengi eş lazım. Kafa dengi eş olmadı mı isterse İstanbul senin olsun hepsi boş. Ama maalesef huzurlu, mutlu bir evlilik yapamadık. Beni bu yıktı. Sinirimden bütün paraları dağıttım. Milli Piyango'ya verdim daha çok. 500 tane, bin tane 2 bin tane bilet aldığım gün oldu. Parayı öyle erittik. Çıkan ufak ikramiyeleri de arada harcadık. Yani para huzur getirmedi bize. Şu anda daha çok huzurluyum. Neden huzurluyum? En azından param yok. Parayla yaşasam, iş kursaydım, zengin olsaydım, insanlar peşimi bırakmazdı. Şimdi param yok huzurluyum, mutluyum. Şimdi yılbaşı için de 5 tane tam bilet cebimde. Ben tam oynarım, ne çeyrek ne yarım. Ya herro ya merro. Olursa tam, olmazsa hiç. Cebime bileti koymadığım takdirde uyuyamam. İlla ki her çekilişte bileti cebime koymam şart.''

 
-''35 MİLYON BÜYÜK PARA HEPSİNİ HARCAYAMAM''-


Yılbaşı çekilişinde kendisine büyük ikramiye çıkması halinde ne yapacağına ilişkin soruyu Savgan, şu şekilde yanıtladı:


''Eğer bana bu sene büyük ikramiye çıkarsa, zaten 35 milyon lira büyük para, hepsini harcayamam. 100 tane konut yaptırırım, anasız-babasız garibanlar için. Öyle insanlara imkan sağlayacağım. Hepsine birer tane daire vereceğim. Sitenin girişine de 'Talih Kuşu Siteleri' yazdıracağım. Bir de yurt yaptıracağım. Mesela sokakta kalmış, kimsesiz, yatacak yeri olmayan kişileri bu yurtta barındıracağım. Bir de kafa dengi bir eş istiyorum. 40-45 yaşında olacak, ondan genç olmaz. Ben yaşımı bilmiyorum, ama 70'ten fazlayımdır. Şimdi bir handa kalıyorum. Ama piyango çıkarsa, kuracağım Milli Piyango Sitesi'nin içinde ben de kendime bahçeli güzel bir ev yaptıracağım. Ondan sonra çalışmam. Ne çalışacaksın? Yıllardan beri çalıştığım, ezildiğim yeter.''


RÜYA KISA SÜRDÜ


Denizli'nin Çivril ilçesinde hapisten çıktından sonra Sayısal Loto'dan 345 milyar kazanan Osman Kaplan, yeni paralar kazanmak ümidiyle oyun bayilerini mesken tuttu.
Marangozluk yaparken işlerinin bozulması neticesinde önce eşinden ayrılan, daha sonra işyerlerine haciz gelen Kaplan, kestiği çekleri de gününde ödeyemeyince 60 milyarlık çeke karşılık 65 yıl hapis cezasına çarptırıldı.


İşyerlerinin ve makinelerinin haczinden elde edilen parayla borçlarının bir kısmını ödedikten sonra serbest kalan Kaplan, cezaevinden çıktıktan sonra Denizli'ye iş aramaya gitti. Kaplan, iki gün sonra oynadığı Sayısal Loto'dan 345 bin lira kazandı.


Parayı kazandıktan sonra esnaflığı bırakan ve kazandığı parayla geçimini sağlamaya başlayan Osman Kaplan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ''İkramiyeyi kazanınca Çivril'e döndüm. İlk işim eşimle barışmak oldu. Ondan sonra borçlarımı ödedim, daha sonra da bana zor günlerimde yardımcı olan arkadaşlarıma yardım ettim. Birçok arkadaşıma ev aldım. Bazılarının çocuklarının sünnetlerini, düğünlerini yaptım'' diye konuştu.


-''RÜYA KISA SÜRDÜ''


Kaplan, 3 yıl rüya gibi bir yaşam sürdüğünü belirterek, şunları kaydetti:
''Parayı kazandıktan sonra hayatımda çok büyük değişliklikler olmadı. Zaten eğlenceye ve para harcamaya düşkündüm, bu kadar bol para olunca daha rahat harcadım. Hesabını tutmadım. Parayı büyük şehirlerde harcadım. İzmir'de bir bayanla bir otelde muhteşem bir nişan töreni yaptım. Birlikte olduğum bayanlara beğendikleri arabayı aldım, yanımda olan herkesin ihtiyaçlarını gördüm. Her gördüğüm arabadan almaya kalktım, tabii bu kadar harcamaya 345 milyar bile yetmedi.''


İlk kazandığı ikramiyenin bitmeye başladığı dönemlerde 2004 yılında Milli Piyango'dan aldığı bilete 500 bin lira çıktığını ve bileti çeyrek olduğu için 125 milyar kazandığını ifade eden Kaplan, ''Bu parayı da aynı lüks içinde yedim'' dedi.


Para aldıkça kendisine selam verenlerin arttığını ve tanımadığı birçok akrabasının ortaya çıktığı belirten Kaplan, ''İkramiyeyi kazanınca akrabalarım çoğaldı. Daha önce borç para isterim endişesiyle herkes benden kaçarken, neredeyse bütün Çivril akrabam oldu. Kars, Kayseri ve Zonguldak'tan bile akrabalarım çıktı. Yanıma geldi. O kadar yol gelmişler diye, her birine 150-200 milyon lira para verdim'' diye konuştu.


Şu anda hayatını emekli maaşı ve kira gelirleriyle sürdürdüğünü anlatan Kaplan, şunları söyledi:
''Para bitmeye başlayınca iş kurmayı düşündüm Denizli'de tüp bayisi açtım 3 yerde şubem vardı. Ama o işi de batırdım, yaklaşık 300 milyar da tüp işinden zarar ettim. 2004 yılından beri düzenli olarak her ay yaklaşık 1500 liralık şans oyunu oynuyorum, yılbaşı için de 5 bin liralık Milli Piyango bileti aldım. Büyük ikramiye bu sene kesin bana çıkacak. 'Hep yarın paralar bana çıkacak ümidi var içimde' Sabah evden çıkıyorum, oyun bayisine giriyorum, kapanana kadar oynuyorum, oraları mesken tuttum. Bir gün hayallerime kavuşacağım. Biliyorum paralar bir gün bana çıkacak.''


 - PİYANGO TALİHLİSİNİN CENAZESİNİ DEVLET KALDIRDI


Denizli'nin Sarayköy ilçesine bağlı Tırkaz köyünde 35 yıl önce aldığı Milli Piyango biletine ikramiye çıkan merhum Mehmet Sarıoğlu'nun (83) yeğeni Zehra Alkan (62), ''Bize yardım etmediği gibi, cenazesini de devletten aldığı yaşlılık maaşı ile kaldırdık'' dedi.


Sarayköy ilçesine bağlı Tırkaz köyünde ikamet eden Mehmet Sarıoğlu'nun 1975 yılında aldığı Milli Piyango biletine ikramiye çıktı. Hiç evlenmeyen ve amelelik yaparak geçimi sağlayan Sarıoğlu'nun çeyrek biletine ikramiye çıkmasıyla birden hayatı değişti.


O yıllardaki para ile 25 bin lira kazanan Sarıoğlu, bir anda zengin oldu. Çalıştığı işyerinden ayrılarak kayıplara karışan Sarıoğlu, İzmir ve İstanbul gibi büyük şehirlerde parayı bitirdi.


Ardından 2000'li yıllarda parasız olarak köyüne dönen Sarıoğlu, yaptığı barakada yaşamaya başladı. Sobadan sıçrayan kıvcılcım nedeniyle barakası yanan Sarıoğlu'na köylülerin ve akrabalarının yardımıyla bir ev yaptırıldı. Parası kalmayan Sarıoğlu'na komşuları bakmaya başladı.


Sarıoğlu'na yeşil kart çıkartıldı, yaşlılık maaşı bağlandı. Köylüler tarafından yiyeceği içeceği temin edilen Sarıoğlu, köy bekçisi tarafından evinde ölü bulundu. Yastığının altından eski piyango biletleri ve listesi çıkan Sarıoğlu'nun yapılan otopsisinde donarak öldüğü belirlendi.


Sarıoğlu'nun yeğeni Zehra Alkan (62), kendilerine ve akrabalarına hiç yardım etmediğini belirterek, ''O bize yarım etmediği gibi biz ona yardım ettik. Ev yaparken ustanın yemeğini bile biz yapıvermiştik. Hiç evlenmedi, çoluk çocuğu yoktu. Devamlı bilet alırmış. Öldüğünde bile yatağının altından eski Milli Piyango bileti çıktı. Cenazesini bile devletten aldığı yaşlılık aylığıyla kaldırdık'' diye konuştu.


İKRAMİYE İLE BİRLİKTE KENDİ PARASI DA BİTTİ


Samsun'da 17 yıl önce Milli Piyango'dan büyük ikramiye Kazanan Süleyman Orhan (52), ikramiyeyle birlikte kendi emeği ile kazandıklarını da kaybettiğini söyledi.


Orhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1993 yılında pastahane sahibiyken, iş yerinin önünden geçen piyangocunun ısrarıyla aldığı bilete 2 milyar TL çıktığını söyledi.


Büyük ikramiye kendisine çıktıktan sonra hayatında talihsizlikler yaşamaya başladığını anlatan Orhan, kazandığı parayı ticari işlerde kullandığını, ancak yaptığı her işten zarar ettiğini ifade etti.
Bu süreçte erkek kardeşini ve yeğenini trafik kazasında kaybettiğini ifade eden Orhan, şunları kaydetti:


''Benim düzenim vardı, kardeşim vardı, huzurum vardı. 2 milyar geldi her şeyimizi aldı gitti. 1958 yılında, Rize'nin Çamlıhemşin ilçesi Şenyuva köyünde doğdum. Samsun'da pastahanem vardı. Maddi durumum iyiydi. Büyük ikramiye çıktığında çok şaşırmadık. Gelen paranın bize ticari bir getirisi olacağını umut ettik ve ticari amaçla kullandık. Daha doğrusu kullandığımızı zannettik. Bizde bir rehavete kapılma oldu, 'para var'' dedik ve işle de ilgilenemez olduk. Tamamen bizim hatamız olabilir bu. Ama bence o parada da bir uğursuzluk var. Bize bir getirisi olmadı, tamamen götürüsü oldu. Bu para bize çok sıkıntı yarattı. Kaderci bir insanım. Paranın çıktığı dönemde kardeşim ve yeğenim trafik kazasında hayatını kaybetti. Helal olarak kazandığımız paraları tamamen kaybettik. Bir anda iflasın eşiğine kadar sürüklendik. Tamamen bitmedik ama çok sıkıntı çektik.''


-''MİLYONLARCA İNSANIN GÖZÜNÜN OLDUĞU PARAYI GÜZEL YİYEMEDİK''-


Kazandığı ikramiyenin helal olmadığını düşündüğünü söyleyen Orhan, ''Milyonlarca insanın gözünün olduğu parayı güzelce yiyemedik. O para bir kişiye gidiyor. Eline ikramiyeden 5 kuruş geçmeyen insanların umutları heyecanları hepsi senin elinde olmuş oluyor, bence bu yüzden paranın hiçbir hayrını göremedik'' diye konuştu.


Kantin işletmeciliği yapan ve artık piyango bileti almadığını vurgulayan Orhan, yılbaşı için bilet alacaklara ise, ''Bütün umutlarınızı bilete bağlamayın'' tavsiyesinde bulundu.


-ORDU-


Ordu'da 2003 yılında Sayısal Loto'dan tek başına 844 milyar lira kazanan Perşembeli çaycı Hayri Kaya,kazandığı parayı tüketince yeniden çaycılık yapmaya başladı.


Perşembe ilçesinde bir bankada çaycılık yaparken 7 yıl önce oynadığı Sayısal Loto'dan 844 milyar lira kazanan 39 yaşındaki Kaya da, diğer pek çok ''Talihli'' gibi başladığı yere geri döndü.
Kaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sürekli şans oyunları oynadığını, 2003 yılında şanslı 6 numarayı bilerek büyük ikramiyeyi kazandığını belirterek, kazandığı paranın kendisine şans değil adeta uğursuzluk getirdiğini ifade etti.


 ''2003 yılında şans oyunlarının oynandığı bir bayiye giderek, Sayısal Loto'da bilgisayarın tercih ettiği numaralara cebimdeki son parayı yatırdım'' diyen Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü:


''Aynı bayide yaşlı bir adam da vardı. İkimiz üst üste bilgisayardan oyunumuzu oynayınca, ben adamın oynadığı kuponu aldım, yaşlı adam da benim oynadığım kuponu aldı. Daha sonra akşam eve gittim ve şanslı numaraların çekileceği saati bekledim. Numaralar belli olduktan sonra TRT spikeri şanslı altı numaranın Ordu'nun Perşembe ilçesine çıktığını söyledi. Hemen cebimdeki kupona bakarak paranın bana çıktığını gördüm. O sırada mutluluktan ne yapacağımı bilemedim.''


 -KAZANDIKLARININ HEPSİNİ KAYBETTİ-


Para çıkınca hemen o dönem çalıştığı bankanın müdürünü arayarak durumu anlattığını, bir gün sonra banka müdürüne vekalet vererek parayı Ankara'dan aldıklarını ve bankaya yatırdıklarını söyleyen Kaya, ''Ardından bütün sorunlar da ardı ardına gelmeye başladı''diye konuştu.
İlk olarak sıfır bir araba aldığını, daha sonra Efirli köyündeki arazisine 4 katlı ev yaptırdığını ifade eden Kaya, yaşadıklarını şöyle anlattı:


''Ondan sonra da bazı akrabalarımla PVC işine girdik. Bununla da yetinmedim ve bal alım-satım işine başladım. Bunların ardından Perşembe ilçesine hayır için bir halı saha yaptırdım. Ama ne yazık ki daha sonra başladığım bütün işlerim zarar etmeye başladı. Önce PVC işim iflas etti. Ardından balcılık işimde zarar edince ciddi sıkıntılar içine girdim. Çünkü her iki işimde de senetlerin borcunu ödeyememiştim. Sonra bu borçlarımı ödeyemeyince köye yaptırdığım 4 katlı evim ve 35 dönümlük arazim hacze girdi. Sıfır aldığım araba da hacze girince onu da kaybettim. Yine borçların tamamını ödeyemeyince senetler yüzünden 5 ay kadar hapiste yattım. Ailemle de o zamanlar aram açıldı. Parayı doğru dürüst kullanamadığım için bütün ailem bana kızmıştı. Bu olayların yaşanmasının ardından 7 yıl gibi bir süre geçti. Artık eski mesleğime geri döndüm. Şu anda Perşembe Kaymakamlığı'nın çay ocağını işletiyorum. 7 yıl önceki mutluluğumu yeniden buldum. 7 yıl önce milyarderdim ama şimdi parayı kuruş kuruş topluyorum.''


Kaya, şans oyunlarını oynamaya devam ettiğini kaydederek, ''Şansımın halen devam ettiğini düşünüyorum. Bu olaylar başımdan geçti, ama yine de bu şans oyunlarını oynamaya devam ediyorum. Bir gün yine büyük ikramiyeyi kazanacağım düşünüyorum. O zaman 2003 yılındaki gibi bilinçsizce parayı harcamayacağım'' dedi.


-''YENİ MİLYONERLER BENDEN DERS ALSIN''-


Başından geçen olayların herkese ders olması gerektiğini anlatan Kaya, ''Buradan şans oyunları oynayan ve büyük ikramiye kazanan kişilere sesleniyorum. Lütfen benden ders alın, paranızı iyi yerlerde değerlendirin, yoksa o kişilerin de sonu benim gibi olur'' dedi.


-KAYSERİ-


Milli Piyango'nun 1989 yılındaki 10 milyar liralık büyük ikramiyesini İzmirli Salih Dede (Gümüşçay) ile paylaşan Hilmi Akgöl, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1989 yılında Milli Piyango'dan kazandığı 5 milyar liranın hayatını önemli ölçüde değiştirmediğini, mütevazi yaşantısına devam ettiğini söyledi.


İkramiye kazanmasının şans değil, tamamen tesaadüf olduğunu ifade eden Akgöl, ''Bayi bana bileti zorla sattı. Bileti aldıktan sonra da 'Bana büyük ikramiye çıkacak' diye kesinlikle hayal kurmadım, bir plan yapmadım. Kimse büyük ikramiye bana çıkacak diye hayal kurmasın. '35 milyar bana çıkacak' diyene çıkmaz. İnsanın, hayatını piyangodan veya şans oyunlarından kazanacağı paraya göre hayal kurarak yönlendirmesi son derece yanlış. Piyangodan para çıkarsa çıkar, çıkmazsa çıkmaz. Zaten kazanma ihtimali de çok az.''


-AİLE HER ŞEYDEN KIYMETLİ


Hilmi Akgöl, eşinin ve çocuklarının kendisi için her şeyden daha kıymetli olduğunu ifade ederek, ''Bazı kişiler ikramiye kazandıktan sonra, çok yanlış işler de yapıyor. Eşini boşayıp dünya turuna çıkanlar, paraları eğlence yerlerinde bitirenler var. Benim için eşim ve çocuklarımdan daha değerli hiç bir şey yok. En önemli şey insanın ailesi olmalı. Büyük ikramiye çıkanlar, özellikle aile yapılarını sakın bozmasın, sonra çok pişmanlık duyarlar. Para insanı bozmamalı. Para insanı onurlandırmaz. İnsan yaptığı işlerle onurlanır'' dedi. Akgöl, ikramiye kazandıktan sonra Mehmetçik Vakfı'na bir miktar bağışta bulunduğunu ve her ay düzenli olarak vakfa bağış yapmayı sürdürdüğünü de kaydederek, ''Mehmetçikler bizim için, vatan için canını veriyor. Gazilerimiz vatan uğruna kolunu, bacağını, gözünü kaybediyor. Onları asla unutmamalıyız. Ben sürekli olarak Mehmetçik Vakfı'na yardım yapıyorum'' diye konuştu. (29.12.2010)

 
 


"Ey iman edenler! (Aklı örten) içki (ve benzeri şeyler), kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz"

(MÂİDE SURESİ - 90.AYET)